Suriye’deki iç savaş ve bölgesel gerginlikler, dünya genelinde birçok ülkenin strateji ve politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Son dönemlerde, İsrail basınında yer alan haberlere göre, ABD'nin Suriye'den çekilme kararı aldığı bildirildi. Bu gelişme, Orta Doğu'daki güç dengelerini etkileyebilecek nitelikte. Peki, bu çekilme, Suriye'deki çatışmaları ve bölge ülkelerinin güvenliğini nasıl şekillendirecek? İşte detaylar.
ABD, Suriye’deki varlığını başlangıçta IŞİD ile mücadele ve bölgedeki terör örgütlerine karşı koymak amacıyla sürdürüyordu. Ancak zamanla bu stratejik hedeflerin yanı sıra, Rusya ve İran’ın Suriye’deki etkisini dengelemeye yönelik uluslararası politikalar da devreye girdi. Son günlerde Washington yönetiminin Suriye’den çekilme aşamasına geçmesinin birkaç önemli sebebi olduğu ifade ediliyor. Öncelikle, ABD’nin iç politikası ve Savunma Bakanlığı’nın yeniden düzenlenmesi, Suriye’deki varlığın sürdürülebilirliğini sorgulanır hale getirdi.
Ekonomik faktörler de bu karar üzerinde etkili oldu. Suriye'deki askeri varlığın maliyeti, özellikle COVID-19 pandemisi sonrası birçok ülke için sürdürülemez hale geldi. ABD, kaynaklarını daha acil ve stratejik önceliklere yönelik olarak yeniden yönlendirme kararı almış olabilir. Ayrıca, Biden yönetiminin dış politika yaklaşımı, daha fazla diplomasi ve iş birliği üzerine odaklanmayı öngörüyor. Bu bağlamda, Suriye'den çekilmek, stratejik bir yeniden yapılanma adımı olarak görülüyor.
ABD'nin Suriye'den çekilmesi, bölgedeki ülkelerin ve özellikle de Rusya'nın ve İran'ın tutumlarını etkileyecek. Rusya'nın Suriye'deki etkisi artarken, İran’ın da bölgedeki nüfuzunu genişletmesi bekleniyor. Bu durum, İsrail’in güvenlik endişelerini artırabilir. Zira İsrail, İran’ın Suriye’deki varlığını tehdit olarak görüyor ve bu durumu önlemek için son yıllarda çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirdi. ABD'nin çekilmesinin ardından, İsrail’in nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Özellikle İran’ın Suriye’deki askeri varlığını artırması durumunda, İsrail’in daha da sert tedbirler alması mümkün.
Ortaya çıkan bu belirsizlikler, Suriye halkı için de yeni zorluklar demek olabilir. Uzun süredir devam eden savaş, insanları zor durumda bıraktı ve ülkede birçok sosyal ve ekonomik sorun yaşanıyor. ABD’nin çekilmesiyle birlikte, Suriye’de daha fazla istikrarsızlık yaşanabileceği öngörülüyor. Bu durum, insani yardımların ve uluslararası desteklerin azalmasına neden olabilir.
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığının sona ermesi, bölgedeki diğer ülkeler için de yeni fırsatlar doğurabilir. Türkiye, özellikle kuzey Suriye üzerindeki mevcut nüfuzunu artırma arayışında olabilir. Bunun yanında, Arap ülkeleri de Suriye'nin yeniden inşası konusunda daha aktif rol alma isteğinde. Ancak, bu değişimlerin hepsinin dikkatle yönetilmesi gerekiyor; zira güç dengelerindeki değişiklikler, çatışmaların yeniden alevlenmesi riskini barındırıyor.
Sonuç olarak, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, yalnızca askeri bir hamle değil; aynı zamanda bölgedeki politik dinamikleri ve güç dengelerini köklü bir şekilde etkileyecek bir stratejik değişim. Her ne kadar ABD, iç politik sebeplerle bu kararı almış olsa da, uzun vadede bu durumun Orta Doğu’nun geleceği üzerinde ciddi etkileri olacağı kesin. Gelişmeleri ve tepkileri dikkatle izlemek, hem bölge halkı hem de uluslararası toplum açısından büyük önem taşıyor.