2023 yılı sonbahar ayında yaşanan dondurucu soğuklar, kayısı üretimini tehdit eden ciddi bir kriz yaratma potansiyeline sahip. Özellikle Malatya gibi kayısı üretiminin yoğun olduğu bölgelerde, bu olumsuz hava koşulları hem üreticileri hem de sektör paydaşlarını endişelendiriyor. Kayısı, ülkemizin en önemli tarım ürünlerinden biri olarak öne çıkarken, düşük sıcaklıklar meyve ağaçlarının çiçeklenme sürecini etkileyerek verimde büyük kayıplara yol açabilir. Uzmanlar, bu durumu tarımda ki iklim değişikliğinin bir sonucu olarak değerlendiriyor ve üreticilerin alması gereken önlemleri vurguluyor.
Malatya'daki kayısı bahçeleri, bu yıl dondurucu soğuklarla karşı karşıya. 2023 yılı Ekim ayının ortalarında beklenmeyen bir soğuk hava dalgası, kayısı çiçeklerinin erken açılmasına ve sonrasında yaşanan don olaylarına neden oldu. Tarım uzmanları, bu durumun meyve veriminde %30'a kadar düşüşe sebep olabileceğini belirtiyor. Kayısı ağaçlarının çiçeklenme döneminin en kritik zamanlarında gerçekleşen bu hava olayları, yalnızca bu yılın hasadı değil, aynı zamanda önümüzdeki yılların üretim potansiyelini de tehdit ediyor.
Malatya'da kayısı yetiştiriciliği yapan çiftçiler, dondurucu havaların meyve kalitesine olan etkilerinden de endişeliler. Düşük sıcaklıkların etkisiyle, kayısıların büyüme sürecinde olumsuz değişiklikler olabileceği ve bunun da tat ve renk kalitesinde düşüşe yol açabileceği düşünülüyor. Semt pazarlarında veya marketlerde satılan kayısının kalitesinin düşmesi, tüketicilerin de ilgisini olumsuz yönde etkileyecek ve bu durum, sektördeki ekonomik dengeyi sarsabilecektir.
Kayısı üreticileri, bu yıl yaşanan dondurucu soğuklar karşısında bazı tedbirler alarak ağaçlarını koruma yolları aramaya başladılar. Uzmanlar, dondan etkilenen bahçelerin sulanmasının önemine dikkat çekerek, bu sayede toprak sıcaklıklarının artırılabileceğini ve böylece ağaçların donma riskinin azaltılabileceğini vurguluyor. Ayrıca, tarla üzerindeki örtülerin kullanılmasının ve uygun hava koşullarına göre meyve ağaçlarına bakım yapılmasının da ciddi faydalar sağlayabileceği bildiriliyor.
Görünen o ki, iklim değişikliği ve mevsimsel hava koşullarının öngörülemezliği, artık çiftçilerin günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Uzmanlar, üreticilerin bu zorluklar karşısında daha dirençli dışa bağımlı hale gelmemesi için tarımsal özelliklerini geliştireceklerine dair yeni stratejiler belirlemeleri gerektiğini ifade ediyor. Ek olarak, tarım politikalarındaki destek ve ağaç koruma teşvikleri gibi maddelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.
Son analizler, dondurucu soğukların kayısı üretiminde uzun vadeli etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Bu durum, hem yerel ekonomiye hem de Türkiye'nin kayısı ihracatına yansıyabilir. Tüketiciler, önümüzdeki aylarda kayısı fiyatlarında artışla karşılaşabilir, bu da doğrudan üreticileri ve piyasayı etkileyecek. Dolayısıyla, bu dondurucu kış koşulları, kayısı üreticilerini harekete geçirerek daha sürdürülebilir ve dayanıklı tarım yöntemleri geliştirmeye yönlendirebilir.
Özellikle kayısı gibi iklim değişikliğinden etkilenen ürünlerin yetiştiriciliğinde, çiftçilerin daha fazla bilgi ve uygulama desteğine ihtiyaç duyduğu açık. Hükümetin ve özel sektörün işbirliğiyle geliştirecekleri projeler, önümüzdeki yıl kayısı üretiminin durumu ve kalitesi açısından kritik bir rol oynayacak. Kayısı yetiştiricileri için, hava koşullarına en dayanaklı çeşitlerin geliştirilmesi ve mevcut uygulamaların iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Eğer önlemler alınmazsa, kayısı sezónunun geleceği, tarımsal üretim ve stratejiler açısından ciddi bir tehdit altında kalabilir.