Son yıllarda iklim değişikliği, aşırı sıcaklıklar ve tarımsal su kullanımı gibi faktörler, birçok doğal su kaynağının giderek kurumasına neden oldu. Türkiye'nin pek çok bölgesindeki göletlerin kuruması, özellikle buralarda yaşayan su canlıları için büyük bir tehlike arz etmektedir. Bu durum, su ekosisteminin dengesini bozarak, balık gibi çeşitli su canlılarının hayati tehlike ile karşı karşıya kalmasına yol açıyor.
Nüfus artışı, sanayileşme ve tarımsal faaliyetlerdeki artış, su kaynaklarını giderek kısıtlıyor. Son dönemde, özellikle yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar, göletlerin kuruma sürecini hızlandırdı. Birçok gölet, yıllar içinde yaşanan kuruma nedeniyle artık neredeyse tamamen sular altında kalmadı. Örneğin, Türkiye'nin en büyük göletlerinden biri olan XYZ göleti, birkaç yıl önce 500 hektar olan yüzölçümünü bu yaz itibarıyla yalnızca 50 hektara düşürdü. Bu durum, bölgede yaşayan balıkların yaşam alanlarının daralmasına ve pek çok türün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına neden oldu.
Bu tür doğal afetler, yalnızca balıklar için değil, aynı zamanda gölet çevresinde yaşayan diğer canlılar için de tehdit oluşturmakta. Göletler, sadece balıkların değil, aynı zamanda kuşların, bittim bitmez yaşama alanlarını oluşturur. Kuruyan göletlerin etrafındaki doğal yaşam da etkilenerek, yiyecek zincirinin bozulmasına ve biyoçeşitliliğin azalmasına yol açıyor. İlginç bir şekilde, göletlerde kullandığı su kaynaklarına bağımlı olan tarım alanları da bu kuruma sebebiyle olumsuz etkileniyor.
Uzmanlar, durumu kurtarmak ve sürdürülebilir bir su yönetimi sağlamak amacıyla acil tedbirler alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Öncelikle, su kaynaklarının korunması için devlet destekli projelerin hayata geçirilmesi önem arz ediyor. Sıfır atık projeleri, yeraltı su kaynaklarının korunmasını ve su tasarrufu bilincinin yayılmasını sağlayabilir. Ek olarak, yerel yönetimlerin bu konuda bilinçlenmesi ve toplumla birlikte hareket etmesi de büyük önem taşıyor. Kurumuş göletlerin rehabilitasyonu, gelecekte benzer sorunların yaşanmaması adına atılacak önemli adımlardan biridir.
Gelecek nesiller için su kaynaklarımızı korumak, doğal yaşam alanlarını eski haline döndürmek ve biyoçeşitliliği sağlamak amacıyla atılacak her adım, bizler için büyük önem taşımaktadır. Su kaynaklarının kıymetini bilmek, sadece günümüzde değil, yarınlarımız için de büyük bir sorumluluk olacaktır.