Son dönemde Suriye'deki iç savaşın altıncı yılına girmesiyle birlikte, jeopolitik meseleler de yeniden gündemi meşgul ediyor. Ülkedeki sorunlar sadece yerel bir çatışma olarak kalmayıp, büyük güçlerin etkisiyle uluslararası boyut kazandı. Rusya’nın Suriye'deki askeri varlığı ve Vladimir Putin'in Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a olan sarsılmaz desteği, bölgedeki güç dinamiklerini derinden etkiliyor. Peki, Putin neden Esad'ı Suriye'den bırakmıyor? Bu sorunun yanıtı, hem Suriye'nin geleceği hem de Doğu Akdeniz’deki güç mücadeleleri açısından büyük önem taşıyor.
Rusya'nın Suriye’ye müdahalesi, 2015 yılında başladı ve o tarihten bu yana Esad'ın iktidarda kalması için kritik bir rol üstlendi. 2020'deki çatışmaların devam etmesi ve özellikle Türkiye'nin Suriye'deki varlığı, Rusya'yı Esad’ı destekleme konusunda daha da motive etti. Putin’in amacı, Suriye’deki askeri varlığını sürdürerek hem Orta Doğu'daki etkisini artırmak hem de Batı'nın bölgedeki nüfuzunu sınırlamak. Askeri üsler, hava sahası kontrolü ve silah satışları gibi stratejilerle birlikte, Rusya bu bölgede kalıcı bir varlık oluşturmayı hedefliyor. Suriye, aynı zamanda Rusya'nın enerji geçiş yolları için de anahtar bir konumda; bu da Moskova için önemli bir neden daha.
Doğu Akdeniz, zengin enerji kaynakları ve coğrafi konumu itibarıyla bölgedeki ülkeler için kritik bir alan. Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail gibi ülkeler, deniz altındaki doğalgaz ve petrol kaynakları için rekabet ediyor. Bu ortamda Rusya'nın Suriye'deki operasyonları, enerji politikaları ile doğrudan bağlantılı. Doğu Akdeniz'deki enerji mücadelesinde, Rusya’nın stratejik konumu ve Esad’a olan bağları, hem müttefikleri hem de rakipleri için yeniden düşünülmesi gereken bir durum yaratıyor. Esad, Rusya’nın çıkarlarını koruyarak, bu enerji savaşında Moskova’nın en büyük destekçisi haline geliyor.
Öte yandan, ABD ve Avrupa Birliği'nin Suriye’deki durumu dengelemek adına atılacak adımları, Rusya'nın planlarını etkileyebilir. NATO üyelerinin tüm bu gelişmelere karşı göstereceği tepki, bölgedeki dengeleri değiştirebilir. Bu durumda, Putin’in Esad’a olan desteği, sadece Suriye’deki yönetim krizinin bir çözümü değil, aynı zamanda Rusya’nın Doğu Akdeniz üzerinde kurmaya çalıştığı etkinliğin de bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor.
Sonuç olarak, Putin’in Esad'ı Suriye’de tutma çabası, yalnızca Suriye’nin geleceği açısından değil, aynı zamanda küresel güç dinamikleri açısından da büyük önem taşıyor. Bu durum, hem bölgedeki barış sürecini etkiliyor hem de dünya enerji piyasalarında dengelerin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları barındırıyor. Gelecek yıllar, bu karmaşık ve değişken ilişkiler ağı içerisinde Rusya ve onun müttefikleri ile rakipleri arasındaki çatışmaların ne denli derinleşeceğini gösterecektir. Suriye’de barış ve istikrar sağlanmadığı sürece, Putin ve Esad ikilisi, savaşın ruhunu yaşatan birer figür olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.